24 Eylül 2011 Cumartesi

Özlerim ben.

Ben bugün çok özledim birçok şeyi. Sonra farkettim ki her gün özlüyorum. Bu histen kurtulmayı nasıl başaracağım bilmiyorum. Farkındasın en azından ters giden şeyin, halledersin koçum diyorum ama o kadar farkındayım ki halledemiyorum. Dünden beri algılarım fena açık. Dün bunu söyleyince çok güldüler bana ama öyle. Her konu hakkında fikir yürütmek, herkes ne yapıyor bilmek, her derde deva olmak istiyorum. Aynı anda birden fazla yerde olmak istiyorum. Böyle bir yandan coşku, bir yandan özlem doluyum. 4 duvar arasına sığamıyorum. Şu an bilet verseler, bununla istediğin yere gidebilirsin deseler, al bu da paran devamı da bankada, git hayatını kur bir yerde bacım deseler gidemem ama istediğim bu! Bilmem anlatabildim mi?

Şu ara İtalya'ya ait birçok şeyi özlüyorum. Oradan dönmeye yakın sürekli bu şarkıyı dinlerdim. Yine gelsin.Belki o zaman daha açıklayıcı olurum. Sözün bittiği yerde müzik başlasın. Melankolik ruhum, defol git oğlum.




23 Eylül 2011 Cuma

Kendimden dışarı baktım ve ben geri döndüm.

Sanki hep buradaymisim gibi yazacagim, hic gitmemisim gibi o yüzden sasirmayin. Bir bakiyorum ki Subat'tan beri yokum. O zamandan bu zamana olan süreci hiç anlatmasam olur bence. Italya sonrasi gelen is ve güc disinda kayda deger zamazingolar girmedi hayatima. Çikmadi da. Her sey yerli yerinde biraktigim ve olmasi gerektigi gibi. Galiba. O yüzden ben bugünden baslayayim yazmaya. Biliyorsunuz ben tamamen bana ve hayatima dair seyler yazarim burada. Sanirim artik isler degisecek cünkü artik ben kendimden pek bahsetmez oldum bu aralar. Tez ve is hücrelerimde su anda. Bu arada çok yeni bir sey var hayatimda. Rutinimi kiran ve cok sevdigim. Bu yeni seye daha sonra deginmek istiyorum. Biraz ilerleyeyim, biraz havam olsun da ahkam keseyim istiyorum buralarda.

I'M JACK! OH NO, BACK!
Tezimin en güzel bölümlerindeyim. Böyle postmodern tüketimin suyunu çikarircasina hatta alakasiz yansimalarini sömürürcesine okuyorum, özetler çikariyorum, soruyorum, sorguluyorum. Feci motiveyim canim, öyle böyle degil. "Bu Subat'ta o tez bitecek" diyen bir anne büyütüyorum içimde. 

Simdi benim böyle disiplin ve düzeni oturtmus küçük hanimefendi konusmalarima bakmayin. Hala icgüdüleriyle yasamayi seven, panik ve kontrol delisi ve hala bosvermisligi, dinginligi arzulayanim ben. Daha önce kendimden çok bahsettim. Artik kendimden disariya bakma zamani geldi. Hayata müdahale, kisitlama, hiyerarsi, güven arayisi... Bunlarin hiç bana göre olmadigini anlamam çok da zor olmadi. Olmadi ama acili oldu. Hatta en son ne yazmisim kendime ben bir bakayim;
"Kisitlama acilidir, aciya karsi savunma da kendi acilarini yaratir."

Ben kendimi savunurken, kendimi disarida tutmaya calisirken özgürlügüm ugruna en cok aciyi iste o zaman cektim. Acilarin yok oldugunu hissediyorum. Ya da artik ben hissedemiyorum.:) Ben bu süreçte kaybetmeden kazancin olamayacagini da ögrendim ama uygulayamadim. Kaybetmeyi göze alamadigim için dönüp arkami gidemedim. Oldugum yerde durdum ve kendi yöntemimle savastim. Hala da acisiz bir sekilde o düzenin o hiyerarsinin tam ortasindayim ama bu sefer savasmiyorum. Bosvermislik kismen tamamlanmis, dinginlik ise dünyama hiç gelmeyecek saniyorum.

Ve gördügünüz gibi hala karamsarim.

Sevgiler...