25 Ekim 2010 Pazartesi

işte geldim burdayım

Biliyorum bugün Vercelli'ye geleli tam 14 gün oldu ama ay şu oldu da yazamadım ay bu oldu da bilgisayar şeyetti gibi bahanelerle gelmeyeceğim. Her şey güzel, çirkin, iyi, kötü, hoş, zevkli, komik, hoppidik, ciddi, sıradan, inanılmaz, olağanüstü falan...Bir sürü karmaşık duygu yaşıyorum buralarda ama tek bir şey söyle a kadın derseniz mutluyum derim.
Özlüyorum...Bir de olumsuz birkaç şey eklenince daha çok özlüyorum. Korkmayın olumsuz derken çok olağan olumsuzluklardan bahsediyorum bazen çılgına dönebiliyorum ki beni bilirsiniz çılgına dönmek konusunda üstüme yoktur:) Onun dışında çok sevdiğim Pakistanlı arkadaşlarım var. Hayatımda tanıdığım kibar ve centilmen kişileri toplasam yine de onlar kadar olamazlar... Ayku'yu ayrı tutuyorum tabi ki. Aku artık Ayku oldu bu arada:) Aykut da çok yakında. Defne artık telefonda seni çok özledim diyebiliyor. Kuzum.
İtalyanlar aynı Türk geyiğini daha sonra yapacağım. İlk geldiğimde ben İngilizce konuşurken onların anlayıp da İtalyanca cevap vermelerine sinir olmuştum şimdi seviyorum minnoşları.
 

Buraya yazmam çok sık olamayacak sanırım. O kadar güzel yurt yapmışlar her şeyi var ama wireless yok. Olmadığı gibi tek kablo veriyorlar. Ders çalışmayı teşvik etmeye çalışıyorlar sanırım ama böyle işe yaramaz birinin onlara söylemesi gerekiyor. İtalyancayı söktüğüm vakit o kişi ben olacağım. Şimdilik bu kadar oldu. Gece yazmayı seviyorum ama o da mümkün olmuyor.
P.S: Yağmur ve rüzgar Vercelli'yi terk etmez iken ben bu halini de sevdim. Tam sıcak Pakistan çayı* veya kahve alıp film izlenecek gün...Yapacağım zira bir sürü filmim var.

*Kava ya da Cava: İnanılmaz güzel bir yeşil çay. Buono Appetito a me:)
kahve pek güzel ama kızgınım şeker koydukları için. senza zucchero demedik mi ule

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder